2645 Yaş Üreticilik-Durgunluk. 40-+ Yaş Benlik bütünlüğü-Umutsuzluk. 0-6 yaş dönemi kapsayan dönemler Güven-Güvensizlik, Özerklik-Utanç-Kuşku ve Girişimcilik-Suçluluktur. 0-1 yaş güven-güvensizlik döneminde bebeğin ilgi,sevgi,şefkat, beslenme gibi duygularının yerinde ve yeterince karşılanması önemlidir. OnlinePedagoji uzmanlarımız ile çocuğunuzun ruh sağlığı ve gelişimi için buradayız. Online görüşme ile çok hızlı çocuğunuz için destek alabilirsiniz. Ayrılık ve Yas sonrası dönem (4) Öğrencilerle Rehberlik Çalışmaları (2) OKB (6) Okul fobisi (2) Okul Psikoloğu (3) Okula Uyum (2) Küpleriyan yana sıralayarak tren yapabilir. Ellerinden tutulursa basamaklardan inebilir. 24.ay:Bebek kapıyı aç gibi kısa komutları anlayıp yerine getirebilir. Topu atabilir, tekme vurabilir. Yaş Motor davranış Yaş Motor davranış 1 hafta Başını bir taraftan bir tarafa çevirir. 5ay Nesneye uzanabilir ve kavrayabilir. 4 Zihinsel Gelişim Etkinlikleri–Seviye3 ve Eolo yayıncılık etkinlik kitapları uygun fiyat,taksit seçenekleri,hızlı kargo avantajıyla mutluminik.com'da. Ana Sayfa; Hakkımızda; Blog; İletişim ve Banka; 0(543)786 81 44; Bize Ulaşın 0(543)786 81 44. DerslerimizÖRGÜN Olarak Eğitim Kurumlarımızda Gerçekleşmektedir. 1) Çocuk Eğitimi ve Etkinlikleri Sertifikası Nedir? Cevap: Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Kur’an kurslarından yaş sınırı kaldırılması sonucu 4-6 yaş gurubu çocuklara ders verecek Kur’an kursu öğreticilerin, çocuk gelişimi konusunda yeteri bilgi sahibi olmadıkları için, derslere girecek ANRQE. CİNSEL GELİŞİM ÇOCUKTA CİNSEL GELİŞİM VE EĞİTİM Küçük çocuklar, kendi bedenleriyle çok ilgilidirler. Okul öncesi çocuk, çevredeki dünya kadar, kendi hakkında da bilgi sahibi olmaya güçlü bir istek duyar. 2 ya da 3 yaşındaki çocuklar, bakma ve dokunmayla birçok şey öğrenirler ve ancak 5 yaş dolaylarına kadar yalnızca en yalın sözlü açıklamaları ben merkezci yaratıklardır. Kendi duygu ve gereksinimlerine karşı son derece duyarlı oldukları halde, başkalarınınkine en başında beri bedenler onlar için en büyük öneme kucağında tutan annenin sıcaklığı ,rahatlığı ve gücü çocuğa güven ve haz duyguları verir. Annenin yüzünün ifadesi, sesinin tonu , teninin dokusu,bebeği tutuşu, tüm bunlar açlık,üşüme ve yalnızlık gibi hoş olmayan, acı verici duyguların anında ortadan kalkmasıyla ve altının değiştirilmesi, bebeğin hoşlandığı şeylerdir;kucakta sallanmanın ya da arabada götürülmenin yarattığı ritmik duyumsamalar sensation da bebeğin hoşuna gider. Bebeklerde emme yoğun bir gereksinmedir ve yalnızca biberonlu şişe ya da annenin göğsü bu ihtiyacı uygun bir biçimde karşılayabilir. Bebeğe,ana ve babasının ilettiği en önemli etkenler sıcaklık, rahatlık ve sonraki birinci yılda bebeğin ilk cinsel duyguları, yıkanma ve altının değiştirilmesi sırasında ortaya bezinin genital bölgedeki baskı ve hareketi,bebeğin hoşlandığı haz verici el ve kol hareketlerini daha iyi kontrol edebilecek kadar, biraz daha büyüyünce, kazara cinsel organlarına dokunabilir ve haz verici bir duygunun yeniden yaşanmasını istemek çok doğal ve insana özgü olduğundan, bebek yeniden cinsel organlarına dokunmaya çalışır. Erkek bebekler penislerini çekiştirirler; fakat kız bebekler cinsel organlarının gizli olması nedeniyle dokunmakta daha güçlük çekerler, bu nedenle kız bebeklerde cinsel organlarına dokunma daha az görülür. Bazı ana babalar bu erken cinsel ilgiden rahatsız olur ve bunun anormal olduğundan endişelenirler. Oysa bebeklerin bu davranışı tümüyle doğal, normal ve eğitim bu noktada başlar. Ana babaların akıldan çıkarmamaları gereken nokta şudur Sizin tarafınızdan çocuğu şaşırtıcı ve korkutucu olabilecek öfkeli bir tepkinin gelmesi, duygusal gelişim açısından zararlıdır ve henüz ortaya çıkmamış mastürbasyon için de engelleyici değildir. TUVALET EĞİTİMİ VE CİNSEL DUYGULAR 18. aydan 2,5 yaşına kadar uygulanan tuvalet eğitimi, hem çocuğun, hem de annenin ilgisini yeniden cinsel organlara yöneliktir. Bebek, altının ıslak olmaması gerektiğini öğrenirken,mesanesinin dolu olduğunu ve onun yakınındaki organlarda bir tür cinsel duygular uyanmasına neden olan baskıyı fark etmeye başlar. Tuvalet eğitimi sırasında bebek, bezi çıkartılıp oturağa ya da tuvalet yerine oturtulan çocuk, bebek bezi tarafından yalıtılmadığından, baskı ve dokunmayı daha iyi hissedecektir. Şimdi bebek, çişinin idrar yolundan geçişine daha çok dikkat edecek ve bundan haşlanacaktır. Erkek çocukların akışı kontrol etmek için çiş ederlerken penislerini tutmak hoşlarına gidecektir. Tuvalet kağıdıyla silinmek, özellikle idrar yolu çıkışının çok duyarlı olan klitoris ve vajinanın hemen yanında bulunması nedeniyle, kız çocukları için hoşa giden yeni bir duyumsama olacaktır. Küçük erkek çocuklar tuvalet eğitimi sırasında, soğuk oturağa oturduklarında husyelerini örten derinin skrotum büzülmesi ve husyelerinin refleks olarak yukarı çekilmesinin verdiği garip duyumsama nedeniyle, bu organlarını daha çok farkına varacaklardır. Eğer küçük oğlunuz oturağa oturmak istemiyorsa, bu durumu göz önüne alarak kendisine her şeyin yolunda olduğunu, endişe edilecek bir şey bulunmadığını anlatmalısınız. Daha ayrıntılı açıklamaya gerek yoktur, çünkü o yaştaki çocuk daha bedenini içiyle dışını tam ayrıt edememektedir. Tüm iyi niyetinize karşın, onun aklını karıştırmaktan başka bir şeye yaramayacaktır bu açılama . Aynı şekilde çocukların cinsel konulardaki sorunlarına yaşlarına göre anlama yetenekleri göz önünde bulundurularak yanıt verilmelidir. CİNSEL EĞİTİMDE AÇIKLIK YADA GİZLİLİK VE SONUÇLARI Hemen her ana babanın aklına takılan soru şudur Çocuklarımızı cinsel hayat konusunda aydınlatmamız gerekli mi? Günümüzde bu soruya kesin olumlu cevap verilir. Eğer çocuk, doğum, cinsiyet farkı, ana ve babanın rolü gibi konuları ana babasından öğrenmese, başka kaynaklardan cevaplar aramaya başlayacaktır. O zaman sonuç hiç de istendiği gibi olmayabilir. Çocuğun meraklarını yetkili bir kişi karşılamazsa, ortaya çıkacak sonuçları bütünüyle bilebileceğimizi söyleyemeyiz. Bugün yalnız orta yaşa yaklaşma kişiler değil, genç ana babaların pek çoğu da cinsel bilgilerin sır olarak saklandığı bir ortamda yetişmiştir. Ana babaları onlara ne doğum olayı ne de anne ve babanın çocukların oluşmasıyla ilgili rolü konusunda bir şey söylemişlerdir. Çocukların cinsellikle ilgili sordukları sorulara eksik ya da kaçamak cevaplar vermek neredeyse bir gelenektir. Bazen de bu cevaplar iyi niyetli , ama beceriksizcedir. Nasıl doğduğunu soran bir küçük kıza, annesinin, bir çocuğu olduğu zaman sevinç yerine, çektiği korkunç sancıları anlatması gibi. Leyleğin getirdiği, kapının önünde bulunduğu,lahanadan çıktığı masalları da hala yaygındır. Doktordan ya da çingenelerden alındığı masalı da.. Çocuğa nereden gediğikonusunda bilgi verme yasağı kimi zaman da susarak gösterilir. Bu yasak o kadar ağırdır ki, çocuk soru sormaması gerektiğini bilinçsizce yanıt aldığı kimi zaman, ana babanın konuşma biçimleri, esrarlı ses tonları bu konuyu açıklamada serbest olmadıklarını ortaya koyar. Bu tavır çocuklarca bununla ilgilenmek yasaktır diye anlaşılır. Bu da çocukların meraklarını iki kat arttırır, araştırmalarını ne yazık ki,yapılanlar hep bir hata duygusuyla karışır. Cinsel bilgi konusunda yardımsız olan çocuk, sonuçta doyumsuz bir merak edinir ve suçluluk duygusuyla kötü, cinsel olayların pek güzel bir şey olmadığı, bu yüzden ilgilenilmemesi gerektiği sonucuna varır. Sonuçta ilgilenilen konunun yasak, pis ya da günah olduğu inancı yerleşir. Bilinçaltına itilen bu inanç, bir çok yetişkin insanın hayatını etkiler. Çünkü böyle bir yasaklar ortamında, hata ve utanç kavramlarıyla gelişen cinsel istek, gereksinim ve davranışlar, kişiyi ileride kuracağı evlilikte güzel, sağlıklı, mutlu bir fizik sevgi kavramına götürebilir mi ? Örneklersek, bir ergene evliliğin güzel bir şey olduğu; duyguların, sevginin fizik yanını güzelleştirdiği iyi anlatılmazsa her zaman bu fizik yan üzerinde bir kaygı ya da iğrenme kalabilir. Çocukluklarında fizik sevgiye yanlış hazırlanan kişilerin bunu bütünüyle dışladıkları ve cinsel işlevlerini zevkli bir görev gibi yerine getirdikleri birçok uzmanca saptanmıştır. Cinsel olaylardan hiç söz etmemek çocuğu bu duyguları daha çok bastırması gerektiği izlenimini verir Cinsellik tabu durumuna gelir, giderek düşünme bile yasaklanır. Çocuk böylece susar, soru sormaktan cayar ve görünüşte bu konulara ilgi göstermez. Ancak içinden, bebeklerin nereden geldikleri,erkekler ve kızlar arasındaki farkı, için yalnız evli insanların çocuğu olduğunu sorar durur. Bu durumda en büyük tehlike, bu sorunları daha bilgili bir arkadaşın yanıtlamasıdır. Bu cevaplar önce çocuğun ana babasına olan güvenini kaybettirir. Ayrıca çocukta saplantılara yol açabilir. Çocukta cinsiyet farkıyla ilgili sorular 2. yaşta doğumla ilgili olanlarsa 3-4 yaşta başlar. Çocuk, kendince bazı varsayımlar da üretir;annenin şu ya da bu meyveyi yiyip hamile kalması vb. gibi. Çocuk kendi kendine sorduğu soruları yalnız hayal dünyasında aramaz. Kardeşiyle ya da oyun arkadaşlarıyla ilişkisinde, tahmin ettikleriyle bildiklerini doğrulama fırsatı arar. Genelde çocuğun bu tür bilgi edinmesi yanında bazen daha büyükler ve bakıcılar da bulunu. Bunların verdikleri bilgi de doğru en azında doğal değildir. Bazen cinsel ilgiler 7-8 yaş ve erinlik arasında diner. Ve cinsel olgunlaşmayla bedensel değişikliklerin belirmesi ve genital bezlerin üretime başlamasıyla yeniden canlanır…Çocukluğunda ana babasının bilgi vermediği ergenin bu zorlu dönemde pek az şansı vardır. Çocukken soruları yanıtlanmadığı ya da yanlış cevaplandığı, ihtiyaçları olduğunda yardım edilmediği için zorda kaldıklarında da ana babalarına başvurmazlar . Artık ana babaya karşı bir güvensizliğin yerleşmesi söz konusudur. Ve ergen zorlu sorunlarında rehbersiz kalmıştır. Annesinden yanlış bilgi alan bir genç kız, bir uzman sorununun şöyle dile getirmiştirBenimle böyle konuşanlara bir daha hiçbir şey sormam. Çocukluğunda bilgi verilmeyen genç,ne yeni bir merakla ortaya çıkan sorunun aydınlatmak için, ne de öğüt istemek için ana babasına başvurur. Yalız başına okuduklarıyla yetinir. Oysa basit birkaç açıklamayla her şey daha kolay olabilir. Çocuğun cinsel konulardaki merakı, öteki meraklar gibi yerinde ve sağlıklıdır. Bu dünyayı tanıma ihtiyacından doğmaktadır. Aslında sağlıksız merak yoktur. Ancak merakın sağlıksız doyumu vardır. Bu, ana babanın pek de doğal ve açık yürekli olmayan davranışıyla benimsettiği gereksiz gizleyişlerin doğurduğu doyumdur. Kınanan merak,saplantı durumuna gelir. Kimi ana babalar,bu benim çocuğumu ilgilendirmiyor çocuğum bunlarla hiç ilgilenmemiştir, eminim ki, bunları hiç düşünmüyor derler. Bu durumda da çoğunlukla yanılırlar. Çocukların ilgilenmeyişleri yalnızca görünüştedir. Gerçekten meraklarını ya içe atar, ya da bilinçli olarak saklar ve bastırırlar. Oysa çocukların kimi şeyleri anlaması için çeşitli olanaklar da bir kardeşin doğumu, çocukların nereden geldiklerini açıklamayı sağlar. Hayvanlar da çocukları ilgilendiren canlı bir örnektir. Kız ve erkek kardeşlerin bir arada yıkanması, küçük bebeğin günlük temizliği cinsiyet ayrımını anlatmakta yardımcı olabilir. En kolay ve basit yöntem, çocukların sorularına cevap verme gereğine inanmaktır. Sosyal medyada kurs içeriklerimizi görebilirsinizGelişimsel Etkinlikler 0-6 Yaş Örgün ve Uzaktan Eğitim desteği ve Milli Eğitim Onaylı Sertifika için İletişime Geçiniz. 0 530 304 98 98 – 444 33 07 PROGRAMIN DAYANAĞI Bu çerçeve kurs programı, a 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu, b Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının tarih ve 51 sayılı kararı ile Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin Anadolu Meslek ve Anadolu Teknik Programlarının 10 Alan 26 Dalına Ait Çerçeve Öğretim Programları ile 42 Alan 178 Dala Ait Uygulanacak Çerçeve Öğretim Programlarına Dair Açıklamalar’. PROGRAMA GİRİŞ KOŞULLARI 1. Ortaokul / ilköğretim okulu mezunu olmak. 2. 13 yaşını tamamlamış olmak EĞİTİMCİLERİN NİTELİĞİ Program eğitimcileri aşağıdaki öncelik sırasına göre belirlenir 1. Talim ve Terbiye Kurulunca yayınlanan Öğretmenlik Alanları, Atama ve Ders Okutma Esaslarına göre atanan, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi ve okulöncesi eğitim alan öğretmenleri görev almalıdır. 2. Programın uygulanmasında gerektiğinde Talim ve Terbiye Kurulunca yayınlanan Öğretmenlik Alanları, Atama ve Ders Okutma Esaslarına göre çocuk gelişimi ve eğitimi ve okulöncesi eğitim öğretmeni olarak atamaya esas lisans programlarından mezun olanlardan yararlanılabilir. PROGRAMIN AMAÇLARI Gelişimsel Etkinlikler 0-6 Yaş kurs programını tamamlayan bireyin; 1. Gelişim dönemleri ve gelişime etki eden faktörleri açıklaması, 2. 0-72 ay çocuklarının fiziksel gelişim özellikleri hakkında edindikleri bilgiler doğrultusunda uygun etkinlikler hazırlaması, 3. 0-72 ay çocuklarının motor gelişim özellikleri hakkında edindikleri bilgiler doğrultusunda uygun etkinlikler hazırlaması, 4. 0-72 ay çocuklarının bilişsel gelişim özellikleri hakkında edindikleri bilgiler doğrultusunda uygun etkinlikler hazırlaması, 5. 0-72 ay çocuklarının dil gelişim özellikleri hakkında edindikleri bilgiler doğrultusunda uygun etkinlikler hazırlaması, 6. 0-72 ay çocuklarının sosyal-duygusal gelişim özellikleri hakkında edindikleri bilgiler doğrultusunda uygun etkinlikler hazırlaması, 7. 0-72 ay çocuklarının cinsel ve ahlak gelişim özellikleri hakkında edindikleri bilgiler doğrultusunda uygun etkinlikler hazırlaması, 8. 0-72 ay çocuklarının öz bakım becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalar hazırlaması, 9. İletişim türlerini, çocukla iletişimde olumsuzlukları ortadan kaldırma yöntemlerini açıklaması 10. Disiplin yöntemlerini ve olumsuz davranış karşısında takınılacak tutumları açıklaması, 11. Erken çocukluk grubunun özelliklerine uygun dramatik etkinlik örnekleri sunması, 12. Dramatik etkinlik şablonuna uygun plan, araç gereç-ortam hazırlaması, 13. 0-72 ay çocuklarının gelişim alanlarını destekleyen oyun ve oyuncaklar hazırlaması, 14. Yüz-vücut boyama ve animasyon çalışmalarında kullanılacak kostümler ve aksesuarlar hazırlaması amaçlanmaktadır. PROGRAMIN UYGULANMASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR 1. Çerçeve öğretim programı ile bireylere 3-6 yaş dönemi çocuklar için gelişimsel özellikleri ayırt etme ve buna uygun gelişimsel etkinlikler planlama ile ilgili temel bilgi ve becerileri kazandırılması yeniliğe ve değişime uyum sağlaması, çevresindeki insanlarla sağlıklı iletişim kurabilmesi, hedeflerini belirleyip bunlara ulaşmak için girişimlerde bulunabilmesi ve mesleki yeterliklere sahip bireyler olarak yetiştirilmesi hedeflenmiştir. 2. Kurs eğitimi, Mesleki Eğitim Merkezleri, Halk Eğitimi Merkezleri ve sektördeki işletmelerde verilmektedir. Eğitim ve öğretime uygun ortamlarda düzenlenir. Programın uygulanabilmesi için gerekli görsel işitsel eğitim teknolojileri ve öğretim materyalleri sağlanır. 3. Staj; kursiyerlerin mesleki bilgi, beceri, tutum ve davranış geliştirmelerini, kurs merkezinde olmayan araç gereci tanıyarak, eğitim ortamına ve iş hayatına uyumlarını sağlamak amacıyla yaptırılır. Staj programının içeriği; ilgili kurs programına ait kazanımlar esas alınarak iş, proje veya hizmetin uygulanmasını sağlayacak şekilde ilgili merkez tarafından hazırlanır. 4. Kurs programının süresi; günde en fazla 8 ders saati uygulanacak şekilde belirtilir. Konularda önerilen bu süreler öğrenme faaliyetlerindeki teorik ve uygulamalı tüm içeriği kapsar. 5. İçerik, amaçlarla tutarlı, amaçlara ulaşmaya hizmet edecek, kursiyerler için anlamlı, öğrenme ilkelerine uygun ve sistematik bir biçimde ele alınmalıdır. Amaçların etkili bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için konuların dağılımı, içeriğin yoğunluğu ve gerektirdiği süre esas alınır 6. Konuların öğretiminde ve mesleki yeterliklerin kazandırılmasında ağırlıklı olarak bireysel ve grupla öğrenmeyi destekleyici yöntem ve teknikler uygulanır. Anlatım, soru-cevap, grup çalışması, tartışma, araştırma, uygulama yapma vb. yöntem ve teknikleri uygulanabilir. Eğitimciler bireylere rehberlik eder. Bireyler kendi kendine öğrenmeye teşvik edilerek araştırmaya yönlendirilir. 7. Kurs programının uygulanmasında gerekli olduğunda iş piyasasının eğitim olanaklarından ve nitelikli insan kaynağından yararlanılabilir. 8. Kurs Programı, Millî Eğitim Bakanlığında görevli alan öğretmenleri ve alan uzmanları ile iş birliği içinde hazırlanmıştır. 9. Kurs programı uygulanırken kaynak ders kitaplarının bulunmaması durumunda öğretmen/öğretici tarafından hazırlanan ders notlarından yararlanılabilir. 10. Kurs programı sonunda uygun yöntem ve teknikler ile değerlendirme yapılır. 11. Kurs programı sonunda yapılacak sınavda başarılı olanlara mevzuata uygun belgelendirme yapılır. 12. Kurs programının amaçları ve içeriği yoluyla kursa katılan bireylere aşağıdaki tabloda verilen değerlerin kazandırılması ve geliştirilmesi hedeflenmiştir. Değerler Vatanseverlik Milli Birlik ve Beraberlik Temizlik Sorumluluk Bilinci Saygı ve Sevgi Çalışkanlık Nezaket Yardımlaşma ve İş Birliği Doğruluk ve Dürüstlük Adalet ve Adil Olmak Sabır PROGRAMIN KREDİSİ Talim ve Terbiye Kurulunun Tarihli ve 135 sayılı Kararı ile kabul edilen ’Mesleki ve Teknik Eğitimde Kredilendirme Esasları’’ doğrultusunda, kurs programını başarı ile tamamlayanlara Yirmi dört 24 kredi verilir. PROGRAM SÜRESİ VE İÇERİĞİ Kurs programının süresi; günde en fazla 8 ders saati uygulanır. Kurs süresi toplam 612 ders saatidir. Örgün ve Uzaktan Eğitim desteği ve Milli Eğitim Onaylı Sertifika için İletişime Geçiniz. 0 530 304 98 98 – 444 33 07 Sosyal medyada kurs içeriklerimizi görebilirsiniz Biyolojik faktörler bunlar içinde en önemlisi ve başta gelenidir. Biyolojik faktörler dendiğinde, çocuğun anne karnında genlerle belirlenen cinsiyet yapısı ve hipotalamus, hipofiz isimli beyin bölgelerinden yaşam boyu salınan cinsiyet hormonları arasındaki denge anlaşılır. Çocuğun cinsel gelişiminde anne babanın rolü nasıl olmalıdır? Anne babanın, kendi cinsiyet rollerini sağlıklı olarak sergileme becerileri, çocuklarını yetiştirme stilleri de, çocuğun cinsel gelişiminde en önemli çevresel faktördür ve doğumdan erişkinliğe kadar her yaşta etkilidir. Çocuğun bakımı ile yakından ilgili, besleyici olmayı, model olmayı başarabilen anne babalar, bu noktada çocuğa daha yararlı olmaktadırlar. Anne veya babanın yokluğu, aşırı soğukluğu, baskıcılığı gibi durumlar, çocuğun diğer ebeveyne karşı bağımlılık yaratacak derecede aşırı korunması, çocukla yakın ilişkiyi bozabilecek hastalıklar, ebeveyn çatışmaları vs her biri, anne babanın çocukla sağlıklı iletişim kurmasını ve iyi birer rol modeli olmasını önler. Çocuğun cinsel gelişiminde ne gibi farklı faktörler vardır? Çocuğun cinsel gelişiminde; biyolojik ve ailesel faktörler dışında; yaşı ilerledikçe kurduğu akran ilişkileri, içinde yetiştiği kültürel değerler, çocuğu etki altında bırakabilecek televizyon internet vb görsel malzemeler, içinde bulunduğu sosyoekonomik koşullar ve olumlu ya da olumsuz kendi yaşam deneyimleri gibi pek çok faktör söz konusudur. Çocuğun anne karnında cinsel ayrışımı nasıl olmaktadır? Normal gelişim sürecinde, ilk ayrımlaşma ceninin anne karnına yerleşmesi ile başlar. Hem anne hem de babanın katkısı ile şekillenen kromozom dağılımı içinde X ve Y sembolleri ile gösterilen cinsiyet kromozomları vardır ve bu kromozomlar XX şeklinde bir araya geldiklerinde kız cinsiyeti, XY şeklinde bir araya geldiklerinde ise erkek cinsiyeti gösterirler. Bu genetik yapı, ilk 5-6 hafta içinde, genital yapıyı testis veya over yönünde farklılaşmaya yöneltir. Bu genetik yapı değişmez ancak anne karnında başlayıp yaşam boyu etkisini gösteren, beyin tarafından salınan hormon salgıları cinsiyet gelişimi ve cinsel yaşam üzerinde çok büyük öneme sahiptirler. İlk önce; anne karnında erkek testislerinden başlayan hormon salgısı, genital bölgenin anatomik yapısını dönüştürmeye başlar ve gebeliğin 11–12. haftasından itibaren, erkek ve kız cinsiyete özgü anatomik farklılıklar oldukça belirgindir. Çocuk cinselliğinin farkına ne zaman nasıl varmaktadır? Elbette ki bebeklik döneminde, bebek adına, keskin bir cinsel farkındalıktan söz edemeyiz. Yaşamın ilk yılı, bebeğin genital bölgenin işlevinin farkına varması ve bazı basit hazları yaşaması sürecidir. Bebeklik döneminde anne ile kurulan meme emme ilişkisi çocuğun ilk haz deneyimi sayılabilir, üstelik, yeni doğanın amaca yönelik organize olduğu ilk aktivitedir de. Annenin memesini emme dışında; altının temizlenmesi sırasında da kimi bebeklerin haz davranışları sergiledikleri bilinir. Yaklaşık 3 aylıktan itibaren bazı çocuklarda parmak emme gözlenebilir. Üstelik bu tür davranışlar, küçük bebeğin kendi bedeninin farkında olmasının işaretleridir. Özetle bebeklik çağının cinsel gelişimi; bebeğin cinsel organının farkına varması, basit haz alma davranışları, erişkinlerin tepkilerini ölçmeye yönelik teşhircilik, anne, baba, kardeş gibi en yakınındaki bireylerin bir haz aracı olarak kullanılmasından ibarettir. Henüz, cinsel organının ve cinsel işlevlerinin kendi benliğinin bir parçası olduğunu keşfetmektedir bebek. Çocuk 2 yaşına girdiğinde tuvalet kontrolü konusunda bakıcıyla çatışmaları tutma, bırakma bu yaşlardaki inatçı, kontrolcü, negatif ilişkilerinin göstergesidir. Erkek ve kız cinsiyet arasındaki farkları ayırt etmeye başlar. yaşından sonra cinsiyetinin farkındadır artık. Basit genital uyarımların yerini daha kontrollü keyif alma davranışları alabilir. Bu yaşlarda cinsel gelişimin en önemli özelliği ise, çocuğun anne ve babası ile kurduğu ilişki yoluyla karşı cinsle ilişki kurmayı öğrenmeye başlamasıdır ve psikanalizde 'ödipal çatışma' olarak da adlandırılır. Bu dönemde; kız çocuk babaya daha yakın olma gayretine girer, babanın sevgisini kazanma konusunda anne ile çatışmaya düşebilir. Erkek çocuk ise anneye daha yakın olma ve babadan kıskanma eğilimindedir. Bu çatışma, erkek çocukta, kastrasyonhadım edilme, kız çocukta ise kendi cinsinden ebeveynin sevgisini kaybetme korkusu ile son bulur ve çocuk, zamanla her iki ebeveyn ile de barışır. Tabi ki bu zaman diliminde yaşananlar, çocuğun anne ve babası ile kurduğu sağlıklı diyalog, ebeveynlerin verdiği karşılık, ödipal çatışmanın sağlıklı çözümünde en önemli malzemedir, çocuğun ileriki yaşlarda karşı cinsle gireceği ilişkiler için de bir göstergedir. Özet olarak, 2–3 yaşlarda çocuk; cinsiyetinin ne olduğunu, kendi bedeninin kontrol edebildiğini öğrenir, benlik duygusu gelişir ve anne baba ile bu dönemde kurduğu ilişki yoluyla toplumsallaşmayı öğrenir. 4–6 yaşlar ise, çocuğun kendi cinsiyetine özgü davranışlarının pekiştiği yıllardır. Bir önceki dönemden kalma ödipal çatışmanın izleri bu dönemde de sürer. Cinsiyete ilişkin roller sergilenmeye başlanır. Çocuk oyunlarında anne, baba vb roller benimsenir, bir anlamda cinsel kimliğe sahip çıkma başlar. Renk seçimi, kıyafet seçimi gibi konularda erkeğe veya kıza özgü tercihler gözlenir. Anne, baba veya evdeki büyük kardeşle özdeşime bağlı sergilenen davranışlar; örneğin annenin makyaj malzemelerini kullanma, baba gibi giyinme gibi örnekler de cinsel kimliğe sahip çıkma ile ilgili sayılabilecek davranışlardır. Bedeninin çıplaklığına ilişkin utanma duygusu kızlarda 4-6 yaşlarında, erkeklerde ise biraz daha geç, 5-8 yaşları arasında görülmeye başlar ve cinsel role sahip çıkmanın bir diğer önemli göstergesidir. Bu yaşlarda artık; doğum, cinsellik vb konularda merak ve sonuçta ebeveyne yönelik sorular başlar. Çocukların anne babaya yönelttiği cinsel sorular nasıl yanıtlanmalıdır? Anne baba, bu yaşlarda, kendilerini zorlayabilecek sorular veya sorunlarla karşılaşabilirler. Bazen anne babalarını kendisi veya kardeşinin nasıl doğduğu konusunda açıklama yapmak zorunda bırakabilirler. Bunun çocuğa nasıl anlatılacağı ebeveynin ve çocuğun kapasitesine ve yeteneklerine bağlıdır ancak böyle bir soru asla geçiştirilmemeli veya yanıtsız kalmamalıdır Nasıl açıklanırsa açıklansın, çocuğun kafasını karıştıracak sözler söylenmemeli, yalana başvurulmamalıdır. Çünkü, çocuk; ebeveynden gelen yanıtı kendi fantezi dünyası ile birleştirip kendi zihninde bunu sentezleyecektir. 5 yaşında bir çocuğum var. Oyun sırasında sürekli cinsel organını yere sürmektedir. Bu normal bir gelişme midir? Evet, bu dönemde sık karşımıza çıkan bir diğer sorun, çocuğun; yere uzanıp sürtünme, cinsel organla oynama gibi kendini uyarma mastürbasyon davranışları sergilemesidir. Bazen o kadar yoğun yaşanır ki, çocuk uygunsuz ortamlarda, neredeyse kan ter içinde kalacak derecede kendisini yorar. Bu durumla karşılaşan anne baba, asla çocuğu yargılayıcı, küçük düşürücü bir tutuma başvurmamalı, yaptığının kötü ya da ayıp olmadığı belirtilmeli ancak yaptığının kendisine zarar vermesinin ve çevreyi rahatsız etmesinin de önüne geçilmelidir. Bu, çoğu zaman geçici bir durumdur ancak eğer zaman içinde kaybolmaza ve çocuğun başka davranış sorunları da varsa mutlaka profesyonel yardım alınmalıdır. Bu yaşlarda anne babaların karşısına çıkan diğer bir durum, küçük çocuğun karşı cinse özgü davranışlar sergilemesidir ki, bu durum ergenlikte de gözlenebilir. Yani, erkek çocuk annesinin veya ablasının davranışlarını, eylemlerini taklit etmeye, seyrek de olsa kız çocuk da ağabey veya babanın davranışlarını taklit etmeye çalışır, bu da anne babaları çok çabuk telaşlandırır. Bu, korkulacak bir durum değildir ve çocuğun kendi cinsinden ebeveyni ile özdeşimini arttıracak basit önlemlerle aşılabilir ancak çocuğun karşı cinse özgü davranışları yoğun ve anne baba başa çıkamaz durumda ise, bu durumda da profesyonel yardım alınabilir. Okul döneminde cinsel aktivitelerde farklılıklar gözlenir mi? İlköğretim yıllarının başlaması ile birlikte cinsel aktivitelere bir sessizlik hakim olur, buna 'latent evre' de denir. Yani çocuğun bedeni ile ilgili uğraşları minimuma inmiştir ancak cinsel işlevselliği sosyal ortamlarda, arkadaş grubu içinde devam eder. İkili ilişkileri artık daha organize grup oyunlarına dönmüştür, her iki cins de oyun arkadaşıdır. Bu dönemde cinsel gelişimde çevrenin ağırlığı iyice artmıştır, erkek ya da kız kimliğini artık yaşıtlarının arasında sınamaktadır. Cinsellikle erken tanışmanın son yıllarda yaygın olduğu söylenmektedir. Buna yorumunuz nedir? Bu yaşlarda anne babaları bekleyen ve klinik pratiğimizde de karşımıza çıkabilen iki önemli sorun vardır. Bunlardan biri, çocukların erken yaşta cinsel açıdan uyarılmaları, diğeri ise puberte prekoks dediğimiz, ergenlikte oluşması beklenen cinsel gelişimin bu yaşta karşımıza çıkmasıdır. Özellikle de günümüzün ileri teknolojisine bağlı olarak, televizyon, internet gibi ortamlar, bu çocukların, -anne baba fark etmeden- erken yaşta cinsel olarak uyarılmalarına neden olabilmekte, zamanından önce gelen bu uyarımın sonuçları da çocuk ve aile için travmatik olabilmektedir. Çocuk, cinsel merakını bazen çevrenin de etkisiyle yaşıtları arasında denemeye kadar götürebilir ve cinsel içerikli bir konuşma jargonu, mastürbasyon, öpüşme vb gibi daha uç noktalarla karşılaşabiliriz. Bu tür durumlarla karşılaşan aileler soğukkanlı olmalı, asla çocuğu ayıplama, utandırma, ona engelleyici yasaklar getirme gibi önlemlere başvurmamalı, cinsel içerikli konularda ilgili olmasının normal olduğu ancak bunun uygun zamanda ve koşullarda yaşanması gerektiği anlatılmalı, gerekirse de çocuğa yasaklar getirmeye çalışmadan önlemler alınmalıdır. Puberte prekoks ise, genellikle çocukta cinsiyet hormonlarının salgılarındaki düzensizliğe bağlanabilecek bir durum olarak karşımıza çıkmakta ve erişkine özgü cinsiyet özelliklerinin erken yaşta görülmesine yol açar. Puberte belirtilerinin kızlarda 8 yaşından, erkeklerde 9 yaşından önce görülmesi beklenen bir durum değildir ve bu durumda tıbbi yardım aranmalıdır. Ergenliğe girişte cinsel açısından neler yaşanmaktadır? 10–12 yaşları arasında ergenliğe giriş başlar ve bebeklikten sonraki en hızlı büyüme sürecidir. 6–8 yaşlar arasında başlayan cinsiyet hormonlarının artışı bu yaşlarda zirve noktasına ulaşır. Boy büyür, ağırlık artar. İskelet sistemi, kas ve yağ dokusu artar, bütün vücut sistemlerinin kapasiteleri artar. Kızlarda önce meme gelişir, bunu genital bölge ve koltuk altı bölgesinde kıllanma izler. Meme büyümesinden yaklaşık 2 yıl sonra mens döngüsü başlar, başlangıçta düzensizdir, zamanla düzene girer. Erkeklerde pubertenin ilk belirtisi testis büyümesidir, bunu penis büyümesi, genital bölge kıllanması, koltuk altı kıllanması, bıyık-sakal çıkışı izler. Bütün bu bedensel değişimler 3-5 yılda tamamlanır ve erişkinliğe özgü üretkenliğe kavuşulmuş olur. Puberte başlangıcı ortalama olarak kızlarda 10 yaş, erkeklerde 12 yaş olarak kabul edilir ancak başlangıcı ve süresi; beslenme koşulları, ruhsal ve fiziksel hastalıklar vb birçok durumdan etkilenebilir. Ülkemizde bu konuda yapılan araştırmalar; erkek çocuklarda genital bölge kıllanmasının 12 yaşa yakın, koltuk altı kıllanmasının 13 yaş başlangıcında, seste kalınlaşmanın 14 yaş, yüzde kıllanmanın ise yaş düzeyinde başladığını; kız çocuklarda memelerin gelişmesinin 9 yaşın sonunda, genital bölge kıllanmasının 10 yaşın başında, koltuk altı kıllanmasının ise 10 yaşın sonunda olduğunu göstermektedir. Ergenlik döneminde yaşanan beden algısı nasıl olmaktadır? Ergenlik yılları, çocukluk ile erişkinlik arasında bir kimlik oluşturma sürecidir ve bu yaşlarda, bir önceki dönemde saklı kalan cinsel merak yeniden ve yoğun olarak uyanmıştır, üstelik artık ergene özgü frensiz bir dürtüsellik söz konusudur. Vücuttaki hızlı değişim, çocuğun beden algısını zorlar, kendi bedenini keşfetmeye, ayna karşısında daha çok zaman geçirmeye, kısaca vücuduyla uğraşmaya başlar. Karşı cinsle ilk tanışmalar, hatta ilk cinsel denemeler bu yaşlarda görülür. Ergen için yaşıtlarının değer yargıları ebeveynlerininkinden daha önemlidir ve küçük yaşlarda onlarla arasında geçen ödipal çatışmanın provasını artık yaşıtlarıyla yapmaktadır. Bu nedenle, ergenlik çağına giren her çocuk, cinsel konularda mutlaka aileleri tarafından bilgilendirilmelidir. Ergenin, sağlıklı cinsel deneyimler yaşamadığı noktada; karşı cinsel ilişkilerde beceriksizlikler, cinsel istismar, erken gebelik vb pek çok durum karşımıza çıkabilmektedir. Nihayet, 11-19 yaş arasındaki süreçte, erişkine özgü üretkenlik yerleşir ancak unutulmamalıdır ki, anlatılan bu süreçte biyolojik faktörler kadar, en başta anlatılan çevresel faktörler de etkilidir ve her biri çocuğun cinsel gelişiminde ayrı bir tartışma konusudur. Çocuğun gelişiminde bilişsel gelişim, motor gelişim, dil gelişimi, sosyal ve duygusal gelişim alanları gibi cinsel gelişimin de önemli bir yeri vardır. Doğumdan ölüme kadar devam eden, kişiliğin en önemli parçası olan cinsellik, sadece fizyolojik ve biyolojik olarak değil, çocuğun kendisini tanıması, ifade etmesi, karar vermesi ve sorumluluk alması gibi becerilerini de kapsamaktadır. Erken çocukluk dönemi, gelişimin en hızlı olduğu dönemdir. Diğer sosyal gelişim alanları gibi cinsel gelişiminin de sonraki yıllarda etkisini göstermesi nedeni ile önemli bir yere sahiptir. Bu dönemdeki çocuklar, kendileri başta olmak üzere çevresindeki insanların bedenleri ile ilgili oldukça meraklıdırlar. Bu nedenle kendisini keşfetmeye ve çevresinde yaşananları anlamaya yönelik gelişim gösteren çocuklar, ebeveynlerine karşı soru sorma da yoğunluk yaşamaktadır. Genel olarak 2 yaş sonrasında cinsiyet farklılıkları ile ilgili başlayan sorular zamanla doğum ile ilgili sorulara yönelmektedir. Bu merak, son derece sağlıklı ve doğaldır. Çocukların ebeveynleri ile ileriki hayatında başvuracağı sağlıklı bir diyaloğun zeminini oluşturmak için sorulan soruların içeriğine bakılmaksızın, sorularının cevapsız bırakılmaması ve ayıplanmadan yaş ve gelişimlerine uygun cevaplar verilmesi son derece önemlidir. Ayıplanan, susturulan, merakları giderilmeyen çocukların, cinsellik ile ilgili korku duymaları, olumsuz duygular hissetmeleri, suçluluk duygusu geliştirmeleri, yanlış kişiler ve yollar ile merak duygularını gidermelerine neden olmaktadır. Bu nedenle, cinsel eğitimin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi ve bu dönemin oldukça iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Çocukların her gelişim döneminde ilk eğitimcileri olan ebeveynlerin, kendi cinsiyet rollerini çocuklarına karşı sunabilme becerileri ve çocuklarını yetiştirme davranışları çocuğun cinsel gelişiminde en önemli çevresel faktörü oluşturmaktadır. Bu faktör, doğumdan erişkinliğe kadar her yaş döneminde etkilidir. Ebeveynler çocuğa karşı ne kadar ilgili davranırsa, bakımıyla ne kadar yakından ilgilenirse ve ne kadar model olmayı başarırsa çocuğa daha faydalı olmaktadır. Ebeveynlerin arasında yaşanan çatışmalar, anne veya babanın yokluğu, ilgisizliği ve baskıcılığı vb. durumlar ebeveynlerin iyi bir rol model olmasını ve çocukla sağlıklı bir iletişim kurulmasını engeller. Çocuğun cinsel gelişiminde çocuğun yaşı ilerledikçe kurduğu arkadaşlık ilişkileri, içinde bulunduğu kültürel değerler ve sosyoekonomik koşullar, etkisi altına alabilecek televizyon ve bilgisayar gibi teknolojik görsel ürünler olumlu ve olumsuz rol oynamaktadır. ÇOCUKLARDA MASTÜRBASYON Çocukların genital bölgesinin kendisi tarafından eliyle veya sürtünme yolu ile uyarılmasına ve bu uyarılma sonucu rahatlamasına çocukluk mastürbasyonu denilmektedir. Çocuklar mastürbasyon yaparken yetişkinler gibi erotik düşünceleri akıllarına getirmezler. Sadece rahatlama ve haz duyumu hissedeler. 3-6 yaş aralığındaki çocuklar kendi cinsel kimliklerinin farkında olmaya ve vücutlarını keşfetmeye başlar. Keşif sırasında belirli hareketler yapılarak rahatlama hissederler ve hoşuna giden bu davranışı tekrar edebilir. Çoğunlukla ebeveynler bu durumu utanç verici ve rahatsız edici bulurlar. Oysa ki, çok normaldir. Anne ve baba ile yeterince zaman geçirememek, yeni bir kardeşim doğumu, çocuğun kendini yeterince güvende hissedememesi, anne ve baba arasında yaşanan huzursuzluklar ve çocuğun kaygılı ve özgüvensiz olması mastürbasyonun başlıca sebepleri olabilir. ÇOCUKLARI MASTÜRBASYON YAPAN AİLELERE ÖNERİLER • Her kaşıntı mastürbasyon değildir. Bu nedenle çocuğunuzun genital bölgesinde kaşıntıya sebep olabilecek birtakım rahatsızlıklar olabileceğinden ötürü, öncelikle bölgenin temiz ve sağlıklı olduğundan emin olunmalıdır. • Ceza, tehdit ve korkutma gibi olumsuz davranışların mastürbasyonu azaltmadığı, aksine arttırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu nedenle çocuk suçlanmamalı, ayıplanmamalı, utandırılmamalı, kızılmamalı ve cezalandırılmamalıdır. Çocuğa karşı “Organını keserim”, “ Bir daha büyüyemezsin” vb. tehdit edici cümleler kurulmamalıdır. • Güvende olduğunu ve sevildiğini hisseden çocuğun rahatlama ihtiyacı azalacaktır. Bu dönemde aile içerisindeki iletişim arttırılmalı ve çocuk ile her zamankinden daha fazla vakit geçirilmelidir. Çocuğun sosyal ortamlara girmesine olanak sağlanmalıdır. Çocuk Gelişimci & Aile Danışmanı & Oyun Terapisti Çocuklarda 6 yaş; okul öncesi son dönemdir. Hareket, matematik, uzamsal ilişkiler, dil gelişimi, duyulara hassaslık ön plandadır. Bu doğrultudaki etkinliklerimizi sizler için listeledik. 6 Yaş Çocuklarda Etkinlik Seçimi Çocuklar belirli dönemlerde farklı konulara hassasiyet gösterirler ve bu konulardaki öğrenme kapasiteleri maksimum olur. 0-6 yaş arası dönemi bu evrelere göre küçük parçalara ayırmak, çocuğun gelişimi için önemlidir. 6 yaş etkinlikleri, okul öncesi son dönemde, daha çok okula hazırlayan etkinliklerdir. Matematik ve geometri bilgisinin öne çıktığı, ince motor, özbakım ve dil aktivitelerinin de bulunduğu içeriklere yer verilir. Kültür çalışmaları ve kozmik gelişimi de içinde barındırır. Gelişmiş ve çocukları okula daha çok hazırlayan şekilde kurgulanır.

4 6 yaş cinsel gelişim etkinlikleri